Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Sizce bu kur nereye gider?
    Güven Sak, Dr. 15 Nisan 2010
    IMF'nin Küresel Finansal İstikrar Raporu'nu (Global Financial Stability Report) gördünüz mü? Raporu ve raporla ilgili değerlendirmeleri IMF'nin web sitesinden bulabilmek mümkün. Raporun öne çıkarılan tarafı ise, içinde bulunduğumuz süreçte, sermaye hareketleri ve döviz kurları konusunda içerdiği uyarılar, esas olarak bakıldığında. Söylenen esas itibariyle şu: Bugünlerde dünyamız kriz sonrası asimetrik bir toparlanma süreci ile karşı karşıya, bazı ülkeler diğerlerinden daha önce toparlanıyorlar. Bu durumda, normal dışı koşullarda ortaya çıkan likiditenin önceden toparlanan ve faiz oranı göreli olarak daha yüksek ülkelere doğru yönelerek, hızlı bir kur değerlenmesi ihtimaline karşı hazırlıklı olmak gerekiyor. Mesaj aşağı yukarı böyle. Bir süre önce benzer bir noktanın üzerinde dur [Devamı]
    Sanal meselelerle ilgilenmeye devam ediyoruz hâlâ
    Güven Sak, Dr. 13 Nisan 2010
    Müsaadenizle bugün Sayın Başbakanımızın geçen hafta 'yapısal değil sanal' bir mesele olduğunu iddia ettiği işsizlik meselesi üzerinde durmaya devam edelim. Çıkan kısmın özetinden aklınızda ne kaldı? Birincisi, "Türkiye'nin en önemli meselesi işsizliktir" demiştik ve hâlâ da öyledir. İkincisi, "İşsizlik yapısal bir problemdir" demiştik ki hâlâ da öyledir. Şimdi gelelim bir üçüncü noktaya işsizlik doğrudan eğitim sistemimizle alakalıdır: Türkiye'de artan orta yaşlı ve eğitim düzeyi düşük insanlarımızın işsizliğidir. Bu yapısal değil de nedir? Yapısaldır. Rakamların gösterdiği budur. Peki, Sayın Başbakanımızın dediği doğru değil midir? Doğru değildir. Sayın Başbakanımız siyaseten öyle konuşmaktadır. Rakamların söylediği ile siyasetin gerektirdiği her zaman birbirine uymayabilir. İş [Devamı]
    Ekonomideki negatif ayrışma süreci iyi değildir
    Güven Sak, Dr. 06 Nisan 2010
    Zaman yine zamanların en iyisi ve de zamanların en kötüsüdür. Kimileri için ekonomi acayip tıkırındadır. İçinde bulunduğumuz iktisadi toparlanma sürecinin temel özelliği, sergilediği ikili yapıdır. Bir yanda iktisadi toparlanma varken öte yanda derin bir depresyon havası hüküm sürmektedir. Ortada sözde bir 'iyi' ve 'kötü' şirket ayrımı vardır. Ekonomimizdeki bu negatif ayrışma süreci iyi değildir. Kredi faizleri en düşük düzeyindedir. Bankaların elinde dağıtacak nakit kaynak vardır. Şirketlerimizin bir bölümü ise nakde açtır. Ama bunlar birbirlerini bulamamaktadırlar. Ne demiştim, sizlere bir süre önce? "Faizlerin düşüşü hayra alamet olmayabilir" demiştim. Nitekim onun 'ekonomideki ikili ayrışmaya', yani bu negatif ayrışmaya alamet olduğu artık daha iyi belirginleşmeye başladı. [Devamı]
    2154'te Dünya Nasıl Olur? (2) 'Bizim damat korsan olarak çalışıyor'
    Güven Sak, Dr. 03 Nisan 2010
    Geçenlerde lafa şöyle bir başlamıştım sonra araya başka konular girdi. Gelin bıraktığımız yerden bir devam edelim. Soruyu hatırlıyor musunuz? Soru şuydu: "2154'te dünya nasıl olabilir?" (http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=137046&YZR_KOD=6) Soru, doğrudan Avatar filmi kaynaklıydı. Bu yıl Oscar Avatar'a gitmedi ama soru benim kafamdan silinmiş değil. Siz de etrafımızdaki dünyada neler olup bittiğini izlemiyor musunuz? İzlemekte fayda var. Bugün azıcık Somali taraflarına bir bakalım ve başlattığımız muhabbete devam edelim: Sizce bu gidişle 2154 yılında dünya nasıl olur? Geçen sefer, size "Madagaskar'ı biliyor musunuz?" diye sormuştum. Bugünün konusu ise Somali olsun isterseniz. Sahi, Somali'den haberdar mısınız? Somali, kız annelerinin "Vallahi, bizim damat kors [Devamı]
    İnternete girmeyi bilmeyenin artık işi olmuyor
    Güven Sak, Dr. 01 Nisan 2010
    Türkiye'nin en önemli problemi işsizliktir. İşsizlik 2002 yılında da temel problemimizdi, 2010 yılında da hâlâ temel problemimizdir. 2002'den 2010'a ortada esasen bir değişiklik yoktur. İşsizlik ile ilgili tartışmalarda dikkati çeken husus genellikle vurgunun gençlerin işsizliği üzerinde olmasıdır. "Türkiye'de her dört gençten biri işsiz" manşeti medyamızın ilgisini çekmektedir. Ancak bu hem doğrudur, hem de doğru değildir. Rakamların bize gösterdiği tam da budur. Gençler arasında işsizlik hakikaten yaygındır ancak toplam işsizler arasında birincilik artık orta yaşlılardadır. İşsizliğin yapısını merak edenleri aşağıya bekleriz, efendim. Önce çıkan kısmın özetinden başlayalım isterseniz: Türkiye'de işsizlik bir seviyeden yeni bir seviyeye doğru yükselmiş bulunmaktadır. Fatih Özat [Devamı]
    Banka hisse senetlerindeki hareket hayra alamet olabilir
    Güven Sak, Dr. 30 Mart 2010
    Geçen hafta perşembe günü İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) hızlı bir yükseliş içindeydi. İşlem gören ise esasen halka açık bankalarımızın hisse senetleriydi. Baktığınızda neredeyse dört bankanın hisse senetleri işlem gördü. Bu sayede İMKB tarihsel bir gün yaşadı. Cuma günü Sabah gazetesinde ilgili haber 'İstanbul Bankalar Borsası' başlığı ile güzel bir biçimde verilmişti. İlginç olan hareketin esasen bize özgü olmasıydı. Gelişmekte olan ülke borsalarında 'piyasa sakin'di. Aynı durum gelişmiş ülkeler için de geçerliydi. Memleketin durumuna bakarsanız, ortada, toplumsal kutuplaşma ortamını daha da belirginleştirmesi gereken, tam da bu amaçla hazırlandığı izlenimini veren bir anayasa paketi vardı. Hani ortada böyle bir çıkışı haklı gösterecek bir neden yok gibi duruyordu. S [Devamı]
    Türkiye'nin problemi işsizliktir
    Güven Sak, Dr. 25 Mart 2010
    Yürek burkan o banka reklamını hatırlıyor musunuz? Hani küçük bir çocuk sesi anlatıyordu. Anlattıkları küçük bir çocuğun asla dert etmemesi gereken şeylerdi. Ama o son derece ciddi bir biçimde anlatıyordu. Buna göre onun bu yılbaşındaki en büyük dileği 'abisinin bu yıl içinde iş bulması'ydı. Bunu gerçekleştirmenin yolu herkesin bankada mevduat hesabı açtırmasıydı. Böylece banka da işletmelere kredi açabilecekti. Krediyi alan işletme ise 'abisini işe alacak'tı. İşte bu günlerde hayatın içinde olan budur. Derdimiz tam da bu noktadadır. 2001 krizi zaten her ailede bir işsiz bırakmıştı. 2008 krizi her ailede birden fazla işsiz bırakma potansiyelini içinde barındırmaktadır. 2001 krizi sonrasında orta yaşlı işsizlerin sayısında bir artış olmuştu. Bu kez kriz genci yaşlıyı ayırıyor [Devamı]
    Obama destek paketlerine devam ediyor
    Güven Sak, Dr. 23 Mart 2010
    Günün meselesinde vurgu, artık krizden bütçenin toparlanmasına mı geçmiştir? Hayır. Krizin yönetimine ilişkin tedbirler artık geride kalmış; zaman, krizin yol açtığı bütçe tahribatını giderme zamanı mıdır? Halen değil. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yönetimi halen kriz sürecini yönetmeye devam ediyor. ABD Kongresi, 17 Mart 2010 tarihinde İstihdam Yasası'nı (Jobs Bill) kabul etti. Kanun şimdi Başkan Obama'nın onayını bekliyor. İdare, kriz sürecini yönetebilmek için 18 milyar dolarlık yeni bir ekonomik destek paketini böylece onaylamış oldu. ABD yönetimi, kriz sürecinden yeni yeni dersler çıkarıyor ve denemeye devam ediyor. Orada kriz yönetiliyor. Hâlâ yönetiliyor. Biz ise bekliyoruz. Yalnızca beklediğimiz için, bir türlü dümende biri varmış gibi hissetmiyoruz. Hiç düşündünüz m [Devamı]
    Kayıt içine giriş süreci yalnızca Maliye Bakanlığı'na bırakılamaz
    Güven Sak, Dr. 16 Mart 2010
    Türkiye'de kaçınılamayacak olan tartışma tam da budur. Hepimizin merak konusudur. Türkiye'de kayıtdışılığın yüksek olduğu konusunda yaygın bir kanaat vardır. Ortada ayrıntılı çalışmalar olmamasına karşın kanaat yaygındır. Türkiye, sürdürülebilir ve de istikrarlı bir orta vadeli büyüme patikasına oturmak istiyorsa, kayıtdışılık meselesine kapsamlı bir biçimde el atmak durumundadır. Bu neden böyledir ve de elbette kayıt içine nasıl girilir? Bugünün sohbet konusu budur efendim. Bu satırların yazarına bakarsanız, kayıt içine giriş süreci bir tek Maliye Bakanlığı'na bırakılamaz. Burada akla takılması gereken ilk nokta şudur: Neden kayıtdışılık sürdürülebilir büyüme için engeldir? Gayet basit bir nedenle: Türkiye'nin düşük tasarruf oranı büyümenin istikrarını tehdit etmektedir. Bu ya [Devamı]
    Türkiye'nin ne zaman Nasdaq'a kote teknoloji şirketleri olur
    Güven Sak, Dr. 13 Mart 2010
    Günün sorusu tam da budur. 2008 küresel krizini fırsata çevirmenin anahtarı da burada yatmaktadır. Nasdaq'a kote İsrailli teknoloji firmalarının sayısı yüzün üstündedir. Avrupa, Hindistan ve Çin'den gelen teknoloji şirketlerinin toplamı da buna yaklaşmaktadır. Hindistan son dönemde atak yapan ülkelerden bir tanesidir. Türkiye bu alanda halen nal toplamaktadır. Soru şudur: "Türkiye, acaba nasıl ABD'deki Nasdaq hisse senedi işlem sistemine kote edilmiş teknoloji şirketlerine sahip olabilir?" Gayet basit: Girişimcilerimiz karşılarında bir "girişimci devlet" (entrepreneurial government) buldukları zaman. Yapılan çalışmalar, İsrail ve Hindistan'ın atağa kalkmış olmasını tam da bu girişimci devlet meselesine bağlamaktadırlar. Peki, gün neden bugündür? Ortadaki fırsat nerededir? Gelec [Devamı]