Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Memlekette sanayi politikası vardı da mı, biz çakma ihracatçı olduk
    Güven Sak, Dr. 10 Ağustos 2010
    Türkiye ekonomisi 2008 krizinin ilk dalgasını atlattığından beri iç talebe dayalı olarak toparlanıyor. İhracat pazarlarındaki toparlanma göreli olarak daha yavaş gerçekleşiyor. Avrupa'daki uzatmalı kriz ve oradaki toparlanmanın yavaşlaması burada önemli. Kızışan rekabetin ihracatçılarımızı zorlamasını da buna eklemek gerekiyor. Toparlanmanın, esas olarak, iç talebe dayalı olması, cari işlemler açığı meselemizin bu yıl daha fazla göze çarpmasına neden oldu. Türkiye kriz sonrasında, önceki yılları bir kenara koyarsak, geçen yıla göre, büyüyor. Bu arada, ithalat, ihracattan daha fazla artıyor. İhracat kendine özel şartlar nedeniyle pek fazla kıpırdanamayınca, ithalattaki artış daha bir göze çarpıyor. Bu neyi gösteriyor? Üretmek için ithalat yapmak zorunda olduğumuzu elbette. Dün i [Devamı]
    Bağdat'ta elektrik hâlâ günde beş saat
    Güven Sak, Dr. 07 Ağustos 2010
    "Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Irak'ta neden başarısız oldu?" diye merak edenlerin geçen ay elektrik talebiyle gösteri yapanlara bakması gerekiyor. Başarısızlığın Irak'ta iki adı var bu günlerde: Biri 'kahraba' (elektrik), öteki ise 'amn' (emniyet). Dışarıdan bakanlar çoğunlukla güvenlik meselelerine takılıyorlar. Nasıl takılmayalım? Her yerde bir bomba patlıyor. Ama Irak'ta meselenin halkın gündelik yaşamıyla ilgili somut bir yönü de var. Amerikan işgalinin neredeyse sekizinci yılında Bağdat'a hâlâ günde beş saat elektrik verilebiliyor. O da gün boyu aralıklarla. Bu ağustos ayında Bağdat'ta hava sıcaklığı 50 derece olacak. Ve günlük elektrik istihkakı temmuz ayında günde beş saatmiş. Şimdi Obama'nın Irak'tan neden bir an önce gitmek istediğine bir de bu açıdan bakalım ister [Devamı]
    Şimdi bu kur meselesine nasıl bakalım
    Güven Sak, Dr. 05 Ağustos 2010
    Eskiden böyle olmazdı. İçeride sinirler siyasi alacak-verecek davalarından gerilmeye başlayınca döviz kuru, zembereğinden boşanıverirdi. Ama bakın şimdilerde pek de öyle olmuyor. Yüksek Askeri Şûra etrafında pazarlıklar devam ederken Türk Lirası, usul usul değer kazanmaya devam ediyor. O, değerlendikçe ya da nominal olarak bakıldığında, hep aynı yerde kaldıkça diyelim isterseniz, ihracatçılar huzursuzlaşıyor. Onlar huzursuzlaştıkça, konuyla ilgili bakan da bir telaşla arada bir kendini kaybediveriyor. Şenlikli oluyor. Şimdi buna nasıl bakmak lazım? Türk Lirası, içerideki yoğun pazarlıklara karşın neden değer kaybetmiyor? İhracatçılar, Türk Lirası'nın bu 'siyasi gelişmeler karşısındaki' aldırmaz tavrına neden bu kadar sinirleniyor? Herkes neden dönüp dönüp Merkez Bankası'na kızı [Devamı]
    Orta gelir tuzağından sakının
    Güven Sak, Dr. 03 Ağustos 2010
    Arada hiç gökyüzüne bakıyor musunuz? Bakmıyorsanız mutlaka bakın. Özellikle Ankara ve İstanbul'da insanın gözüne, önce tarifeli sefer yapan kocaman uçaklar takılıyor. Arada özel bir uçak da geçiyor. Bir de geçen helikopterleri izliyorsunuz. Bundan otuz yıl önce ben küçükken, kafanızı gökyüzüne kaldırdığınızda ortada böyle bir manzara olmazdı. Olsa da geçenler askeri helikopter ya da savaş uçakları olurdu. Bu günlerde Türkiye'nin nasıl değiştiğini görmek için pencereden dışarı bakmak yeterlidir. Özellikle de benim kuşağım için bu böyledir. Ama bugüne kadar alınmış olan mesafenin ihtişamı, Türkiye'nin geldiği kritik eşiği gözden kaçırmamıza neden olmamalıdır. Türkiye, artık orta gelir tuzağının çok yakınındadır. Ülkeyi, orta gelir tuzağından korumak gerekir. Son günlerde ihracat p [Devamı]
    Yuri Lujkov neden bu kez gidici gibi duruyor
    Güven Sak, Dr. 31 Temmuz 2010
    Yuri Lujkov Moskova'nın hem valisi hem de belediye başkanı. Tam on sekiz yıldır Moskova bölgesini canının istediği gibi yönetiyor. Şimdiye kadar üç cumhurbaşkanı, on tane başbakan, altı adet parlamento seçimi, Çeçen savaşı ve bir de kocaman finansal kriz görmüş. Ama bakın bu kez Medvedev onu atamaz diyor konuşanların çoğu. Alametleri tek tek sıralıyorlar, "Başkan bu kez neden gidicidir" diye. Ama belli mi olur? On sekiz yıl Moskova'yı idare etmek kolay mı? Bizim buralarda da kolayca bulabileceğiniz bir hikaye aslında Yuri Lujkov'un serüveni. Bu coğrafyada Türkiye'de bir gariplik olmadığına karine olarak dinlemekte fayda var. Hem de Sovyetler Birliği dağıldığından beri oralarda neler oluyor bir bakmak da faydalı. Bir süre önce "O, Stalin boyalı otobüsün Saint Petersburg sokaklar [Devamı]
    Türkiye'nin ihracatı neden hâlâ çukurdan çıkamadı
    Güven Sak, Dr. 29 Temmuz 2010
    Aşağıdaki grafiği gördünüz mü? Grafik, dünyadaki toplam ticaret ile Türkiye'nin toplam ihracatının seyrini bir güzel gösteriyor. Görünen şudur: Dünya, ihracat açısından bakıldığında, 2010 yılının ilk çeyreği sonunda içine düştüğü çukurdan çıkmış gibi görünmektedir. Ama bakın Türkiye çukurun içinde kalmıştır. Neden böyledir ve de ne yapmak gerekir? "Allah Allah, bu nedir" diye meraklananları aşağıya bekleriz efendim. [Devamı]
    Siz bu aralar TÜİK'ten memnun musunuz?
    Güven Sak, Dr. 27 Temmuz 2010
    Türkiye üzerine analiz yapmak isteyen birinin Türkiye İstatistik Kurumu'nu (TÜİK) bilmemesi düşünülemez. Veri ihtiyacınız varsa veri deposu orasıdır. TÜİK'in eski adı Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) idi. Sonra bu, Avrupa Birliği (AB) sürecinde "Canım, öyle istatistik toplama işini devlet yapamaz, ortada göreli özerkliği olan bir kurum gerekir" dendiği için AB işinin daha sürünmediği günlerde DİE oldu TÜİK. DİE, TÜİK olunca iş hallolmuş sayıldı. Bu TÜİK, DİE olduğu zaman da böyleydi. Pek sevilmezdi. Ben bu aralar TÜİK'ten memnun değilim. Verilerle bu kadar da oynanmaz ki, her gün bir varsayım yerinden kayıyor, bir katsayı değişiveriyor. Tamam, her şeyin bir açıklaması var ama kafanız karışıyor, uzun vadeli analiz yapamıyorsunuz. Gelin bugün size işgücü istatistikleri konusuna ba [Devamı]
    BP tıpayı taktı ama Nijer deltası yine buram buram petrol kokuyor
    Güven Sak, Dr. 24 Temmuz 2010
    Üstelik bu gidişle daha da çok kokacak gibi duruyor. Petrol sızıntısı, Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) olursa kul yapısı felaket, Nijerya'da olursa Allah'ın işi bir doğal hadise midir? British Petroleum (BP), sızıntının olduğu deliğe 87 gün sonra tıpayı takabilmiş gibi duruyor. Peki, Nijer deltasında tam 2000 kuyunun sürekli petrol sızdırdıkları için 'temel sızıntı kaynağı' olarak anılmaları ne anlama gelmektedir? Oradaki çevre ise buradaki bir başka Allah'ın işi midir? Gelin bugün bir Nijerya'ya, Nijerya vasıtasıyla da "2050 yılında böyle giderse dünya nasıl olur" kataloğuna yeni bir bölüm hazırlamaya başlayalım. Hadi bakalım. Nijerya, Afrika'nın batısında, Gine Körfezi'nde, Türkiye'den az büyük yüzölçümüne sahip bir ülke. Nüfusu ise Türkiye'nin iki katı kadar neredeyse. T [Devamı]
    Göçmen politikası olmayan, bölgesel güç olur mu
    Güven Sak, Dr. 22 Temmuz 2010
    Geçenlerde Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı "Çok üniversiteler kurduk, ortaya bir öğretim elemanı ihtiyacı çıktı. Şimdi bunu karşılamak için dışarıdan yabancı öğretim elemanı getirilmesini kolaylaştıracak bir yol arıyoruz. Üstelik onları üniversite dışında da çalışmakta serbest bırakacağız" dedi. Sizi bilmem ama ben bu açıklamayı şaşırtıcı derecede yerinde ve de akıllıca buldum. YÖK'ten bu tür açıklamalara alışkın olmadığım için son derece şaşırdım elbette. Ama bana kalırsa, YÖK Başkanı bu kez son derece faydalı bir tartışmayı başlattı. Gelin bakın bu açıklama neden son derece yerinde ve akıllıcadır. Açılmış olan yolda biraz dolaşmak isteyenleri aşağıya bekleriz, efendim. İlk turumuz başlamaktadır. Şimdi YÖK Başkanı çıkıp yukarıdaki gibi bir açıklama yapınca ne düşünürsünüz? [Devamı]
    Dubai'de klimasız otobüs nasıl gider
    Güven Sak, Dr. 17 Temmuz 2010
    Serbest çağrışımlı hiçbir şey üzerine bir başka yazıya hazır mısınız? Buyurun bugün açılış konumuz Dubai'dir. Yazının nereye bağlanacağı ise başından kesinlikle belli değildir. Türkiye'nin manalı gündeminden sıkılanları bekleriz efendim. Geçenlerde Dubai'den kafamda, bir klimasız otobüs imgesi kaldı. Dubai'yi Dubai yapan göçmen işçilerin çalışma koşulları üzerineydi muhabbet galiba. Sonra biri ansızın "Sabahları işe klimasız bir otobüsle gidiyorlar" dedi. Bakın bu son geziden benim aklımda bu kaldı. Dubai'de klimasız otobüsle seyahatin nasıl bir şey olduğunu düşünebiliyor musunuz? Hava sıcaklığının 40 santigratın üzerinde olduğu bir coğrafyada, değil klimasız otobüsle seyahat, bir yerden bir yere yürümeye kalkmak bile işkence gibi. Yazları sıcaklık bu 40 derecenin etrafında oynuy [Devamı]