Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Bu döviz kuru nereye gider?
    Güven Sak, Dr. 23 Eylül 2011
    Memleket kontrolsüz büyürken ekonomide risk biriktirildi. Tedbir yerine de kur intibakının faydalı olacağı düşünüldü. Kur intibakında bayram arası galiba sona erdi. Hafta başından beri göz ucuyla döviz kurlarını yeniden izlemeye başladık. Tamam. Dışarısı karışık, dolardaki artışın önemli bir bölümü de euro/dolar paritesinden kaynaklı. Ama eskiden dışarısı karıştığında etki tam da böyle olmuyordu. TL böyle değer kaybetmiyordu. Hatta hafiften değer kazanıyordu. Kurlar uzun süre aynı yerdeydi. Kimse dolarizasyondan sıkça söz etmiyordu. Girişimcilerimiz 2001 krizinden beri ilk kez dolar cinsinden borçlanıp, maliyetlerini azaltmaya önem vermeye başlamışlardı. Simdi tersi olmaya başladı. Eskiden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) "Kur iç ve dış talebin dengelenmesine katkıda bulunacaktır" [Devamı]
    I am at Erzurum - REDEVCO-AVM
    Güven Sak, Dr. 20 Eylül 2011
    Erzurum'da kadınlar iş yaşamına artık daha çok katılıyorlar, Türkiye nasıl değişiyorsa Erzurum da değişiyor. Dün Twitter'da böyle mesajlar vardı: Türkçe meali "Ben şimdi Erzurum REDEVCO AVM'deyim." Her gün de oluyor. Buradan ne çıkar: Erzurum'da bir AVM var. Birkaç yıl önce yoktu. İçinde i-Phone veya BlackBerry kullanan birileri geziyor. Birkaç yıl önce o da yoktu. Dünya değişiyor. Türkiye de değişiyor. Erzurum'un aynı kalması mümkün mü, o da değişiyor. Dün itibariyle Tıvitter'da İngilizce "I am at Erzurum-REDEVCO-AVM" diye şakımalar vardı. Sevinerek gördüm. Pazar günü, birisi de bu kez Antep'ten, "Sankopark'ın terasından balonca Gaziantep sabaha karşı böyle duruyor" diye şakımıştı, kocaman Gaziantep resmini de internete yerleştirmişti. Eskiden bunlar yoktu. Eskiden bu şehirlerimizde alışv [Devamı]
    TRT-Arapça işbaşında
    Güven Sak, Dr. 17 Eylül 2011
    Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ’nun Arapça kanalı yaklaşık bir yıl önce yayına başladı. Bu gelişme, güya Türkiye’nin yüzünü bölgeye çevirmesinin işaretiydi. Başbakan Erdoğan Arap Baharı’nın hemen ardından Kuzey Afrika gezisine çıktı. Erdoğan’ın uçaktan inişini bütün Türk kanalları canlı olarak yayımladı. Ben de ne yapıyorlar diye merak edip TRT Arapça kanalına bir baktım. Arap dünyasında Türkiye için muhakkak ki tarihi bir an yaşanırken, TRT Arapça Türkiye’de kereste üretimi üzerine bir belgesel yayımlıyordu. [Devamı]
    Ve o sırada TRT Arapça'da
    Güven Sak, Dr. 16 Eylül 2011
    Fransa değil Türkiye, Kuzey Afrika'da Avrupa'nın yumuşak gücünün doğal bir uzantısı konumundadır. Başbakanımız bugünlerde Kuzey Afrika'da başarılı bir dış gezi gerçekleştiriyor. Söylenmesi gerekenleri söylüyor. Türkiye'nin bu bölgede oynayabileceği rolü herkese uygulamalı bir biçimde gösteriyor, Gördüğü ilgi ise Türkiye'nin o rolü hakikaten oynayabileceğine işaret ediyor. Gezinin ilk durağı Kahire'de, Tayyip Bey, coşkuyla karşılandı. Ben de tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi, gezinin başlangıcını kıvanarak, Türk televizyonlarından izledim. Bir tek onlar canlı yayındaydı. El Cezire'de o esnada tık yoktu, Arada "Dur bakalım ne yapıyor?" diye merak edip, Türkiye Radyo Televizyon (TRT) Kurumu'nun TRT Arapça kanalına da bir baktım. Hadi tahmin edin bakalım, orada ne vardı? [Devamı]
    Gayrimüslimleri ülkeden göndermek kötü bir fikirdi
    Güven Sak, Dr. 10 Eylül 2011
    Bölgesel eşitsizlik Türkiye'nin önemli bir sorunudur. Örneğin, İstanbul Sanayi Odası'nın yayımladığı Türkiye'nin En Büyük Bin Sanayi Kuruluşu (ISO-1000) listesine bakın. Listede yer alan şirketlerin coğrafi konumlarını hiç incelediniz mi? Gelin ben anlatayım: Listede Türkiye'nin doğusundan hiçbir şirket yer almamaktadır. Daha doğrusu, ISO-1000 listesinde en az üç şirketi olan iller arasında Türkiye'nin doğusundan hiçbir bulunmamaktadır. Bu üzücüdür. [Devamı]
    Politik istikrar, politika istikrarının garantisi değildir
    Güven Sak, Dr. 09 Eylül 2011
    İkinci nesil reformlar memlekette iş yapma biçimi ile yakından alakalı, kamu idaresinin yapısı ile birebir ilişkili reformlar. Türkiye dünyanın onuncu büyük ekonomisi olabilir mi? Elbette olabilir. Eğer bu hedef etrafında kilitlenebilir ve önceliklerimizi doğru belirleyebilirsek neden olmasın? Hükümetimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM), kanun hükmünde kararnameler (KHK) çıkararak kamu idaresinde düzenleme yetkisi aldığından beri ben bu yönde bir açıklama bekliyorum: "Türkiye'nin onuncu büyük ekonomi olabilmesi için önceliklerimiz aşağıdaki gibidir: (İlk Yüz Gün Programı Öncelikler Listesi). Bu önceliklere hızla ulaşabilmek için kamu idaresini tek bir hedef etrafında odaklamamız gerekmektedir. İlk yüz gün bu çerçevede son derece önemlidir. Seçimler sonrasında oluşan hükümetimizin [Devamı]
    En çok kimin yerinde olmak istemem?
    Güven Sak, Dr. 06 Eylül 2011
    Yerinde olmak istemeyeceğiniz kişi sayısının artması, derin bir dönüşüm sürecinde olduğumuzu gösteriyor. Vallahi bugünlerde bilmiyorum. Eskiden "Bu aralar kimin yerinde olmak istemem?" diye etrafa şöyle bir bakardım. Üzerine yazacak konu bulmak için fena bir yol değil. Hele "ileri demokrasi" ortamında, iç meselelere fazla takılmamak için de son derece uygun bir yol. Ama bir süreden beri, aylık listemi tek kişiye indiremiyorum. Bu aralar, "En çok kimin yerinde olmak istemem?" diye liste yapıyorum. Bunun Türkiye açısından içerdiği manayı görebiliyor musunuz? Bu aralar, tek tek kararlara takılıp "Bakalım şimdi ne olacak, başımıza ne gelecek?" filan diye fazla düşünmemek gerekiyor. Ben ekonomi ve dış politika dahil pek çok alanda, Türkiye'nin, artık meşrebinize göre, isterseniz manevra kabiliy [Devamı]
    Karl Marx şirketlerin toplantı odalarında
    Güven Sak, Dr. 03 Eylül 2011
    Marx 1852 tarihli "Louis Bonaparte'ın On Sekizinci Brumaire'i"nin girişinde söyledikleri konusunda haklıysa, bugün Marx'ın başı derttedir diyebilir miyiz? Açılış cümlelerini hatırlıyor musunuz? "Hegel, bir yerde, şöyle bir gözlemde bulunur: Bütün tarihsel büyük olaylar ve kişiler, hemen hemen iki kez yinelenir." Ve devam eder: ""Hegel eklemeyi unutmuş: Birinci kez trajedi olarak, ikinci kez komedi olarak." Buyurun şimdi gelinen noktaya bakın. "Karl Marx haklı çıktı" başlıklı bir yazı görmeden bir günümüz geçmiyor. Bu büyük bir filozofun ve aktivistin ikinci kez dünyaya gelişi adeta. Che Guevera son yıllarda diskolarda dans müziği melodisine dönüştü. Peki ya Marx? Onun için de endişelenmeli miyiz? Sanmam. [Devamı]
    Bu ne TeTeKa bu ne KaHeKa!
    Güven Sak, Dr. 02 Eylül 2011
    TTK'yı bir an önce hakkıyla işletmek için adım atmak gerekirken, yabancının kafasını karıştıracak KHK'lar çıkarmak yanlıştır. Hükümetimizin kamu hizmetlerini etkinleştirmek için TBMM'den aldığı kanun hükmünde kararname (KHK) ile düzenleme yapma yetkisine dayanılarak atılan adımlara baktıkça benim aklıma "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" demek geliyor. Geçen dönemin TBMM'si devrim niteliğinde bir adım atarak bir türlü değiştirilemeyen Türk Ticaret Kanununu (TTK) değiştirmişti. Şimdi TBMM'nin verdiği bir yetki ile KHK'lar çıkarılarak kamu idaresine ilişkin kapsamlı düzenlemeler yapılıyor. KHK'lar çıktıkça, ben hep "Peki, o TTK'yı neden çıkardınız?" oluyorum. Hele hele bağımsız idari otoriteler konusunda yapılan düzenleme ile birlikte ben tam "Bu ne TeTeKa, bu ne KaHeKa" oldum. Birileri KH [Devamı]
    Şili Kışı, Arap Baharı'ndan farklı değildir
    Güven Sak, Dr. 30 Ağustos 2011
    Dünyanın her tarafında orta sınıfın bir derdi var, Böyle bakınca Şili Kışı, Arap Baharı'ndan pek farklı durmuyor. Camila Vallejo Dowling 1988 doğumlu. 105 yıllık Şili Üniversitesi Öğrenci Birliği'nin ikinci kadın başkanı ve Şili Komünist Gençlik Örgütü üyesi. Şili'de lise ve üniversite öğrencileri haziran ayının başından beri sokaktalar. Camila da başlarında. Pinochet darbesi, Şili'de eğitim sistemini özelleştirmişti, Gençler şimdi bundan geri dönülmesini istiyorlar, Bu, insana "Tarih tekerrürden ibarettir" diye düşündürüyor, Prof. Dr. İsmail Türk yıllar önce dediydi ama ben bu kadar çabuk göreceğimi hiç düşünmemiştim. Küreselleşme, tarihi hızlandırıyor, Gelin bakın tarih nasıl tekrar ediyor? Yıllar önceydi, herhalde 1990'ların ortaları olmalı. Ben o vakitler yine yeni bir sosyal güvenlik [Devamı]