The articles and opinions on the TEPAV website are solely those of the authors and do not represent the official views of TEPAV.
© TEPAV, all rights reserved unless otherwise stated.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Campus, Section 2, 06560 Söğütözü-Ankara
Phone: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV is a non-profit, non-partisan research institution that contributes to the policy design process through data-driven analysis, adhering to academic ethics and quality without compromise.
Değerlendirme Notu / M. Sait Akman, Bozkurt Aran
ABD, Kanada ve Meksika arasında bundan yirmi beş yıl kadar önce tamamlanan ve uygulanmaya başlanan Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) ABD Başkanı Trump’ın girişimleri sonucu yeniden önemli bir tartışmanın odağı haline gelmiştir. Küresel ticaret ilişkileri açısından seçkin bir yere sahip olan NAFTA önemli konularda getirdiği kurallar ile kendisinden sonra gelecek ticaret anlaşmalarına da örnek teşkil etmek suretiyle küresel ticarette her zaman müstesna bir yere sahip olmuştu. NAFTA kurallarının dünya ticaretinin %14’lük bir kısmını yönettiği ve ABD gibi bir ticaret devinin DTÖ dışındaki en önemli anlaşması olduğu düşünüldüğünde NAFTA’ya ilişkin gelişmelerin dikkatli takibi gerekli olmaktadır.
Taraflar Ağustos 2017’de NAFTA’nın yeniden müzakere edilmesi kararını alarak küresel ticaret ilişkileri bakımından önemli gelişmelere yol açacak bir süreci başlatmış oldular. Başkan Trump’ın bir ticaret anlaşmasını nasıl müzakere edeceğinin ve ticaret ortaklarına karşı nasıl bir tutum takınacağının önemli ipuçlarını veren bu süreç, gerek küresel ticaret sisteminin geleceği, gerek diğer ticaret ortakları bakımından da sonuçlar doğurması beklenmektedir.
Aradan geçen 24 yıllık sürede her üç ülkeye de önemli ekonomik kazanımlar sağlayan NAFTA’nın gelişen şartlar çerçevesinde her ticaret anlaşması gibi güncellenmesi gereği elbette ortaya çıkmıştır. NAFTA imzalandığında elektronik ticaret ya da dijitalleşme konusu henüz küresel ticarete ilişkin gündem konusu olmamıştı. Aradan geçen zamanda hizmet ticaretine ilişkin yeni kurallara olan ihtiyaç da artmıştır. Tarafların anlaşmazlıkların çözümüne ilişkin bakış açılarındaki değişikler olması bu konunun da ayrıca ele alınması gerektirmiştir. Çevre ve çalışma standartları gibi konularda yeni kuralların ihdası gereksinimi doğmuştur. Bu ve benzeri konularda hemen tüm ticaret anlaşmalarının “güncellenmesi” elbette beklenir. Nitekim Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği kararının da modernizasyonunun gündemde olması tesadüfî bir gelişme değildir.
Değerlendirme notuna erişmek için tıklayınız.