The articles and opinions on the TEPAV website are solely those of the authors and do not represent the official views of TEPAV.
© TEPAV, all rights reserved unless otherwise stated.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Campus, Section 2, 06560 Söğütözü-Ankara
Phone: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV is a non-profit, non-partisan research institution that contributes to the policy design process through data-driven analysis, adhering to academic ethics and quality without compromise.
Değerlendirme Notu / Yusuf Tuna Alemdar
Hukukun üstünlüğü, çağdaş demokrasilerin temel kavramlarından biri olmasına rağmen, günümüzde en çok yanlış anlaşılan kavramlardan biridir. Çoğu zaman “iyi yasalar”, “adalet” ya da “yolsuzlukla mücadele” kavramlarıyla özdeşleştirilir; bazen de demokrasi veya kamu düzeniyle eş anlamlıymış gibi sunulur. Oysa hukukun üstünlüğünün özü, iktidarın keyfî kullanımını sınırlayan kurumsal mekanizmaların varlığıdır. Kavramın bu kadar sık tartışılmasının nedeni de yanlış eşitlemelerin artması ve hukukun üstünlüğünün giderek slogana dönüşmesidir.
Peki, bu kavramı nasıl tartışıyoruz? Son yıllarda hukukun üstünlüğü daha çok uluslararası endeksler aracılığıyla gündeme gelmektedir. World Justice Project (WJP), Varieties of Democracy (V-Dem) ve Dünya Bankası gibi kuruluşların hazırladığı endeksler, hukukun üstünlüğünü farklı boyutlardan ölçmeye çalışır. WJP, vatandaşların günlük deneyimlerini de kapsayan sekiz boyut üzerinden değerlendirme yaparken; V-Dem, özellikle yargı bağımsızlığı ve anayasal denge gibi kurumsal göstergelere odaklanır. Dünya Bankası ise konuyu daha çok ekonomik yönetişim ve yatırım ortamı perspektifinden ele alır. Bu endeksler yöntem ve kapsam açısından farklılık gösterse de, bir ülkenin hukukun üstünlüğü konusundaki gidişatını anlamak için kritik araçlar haline gelmiştir.
Bu tartışmanın Türkiye açısından neden bu kadar merkezi bir yere sahip olduğunu anlamak için ise endekslere bakmak yeterlidir. Şekil 1’de görüldüğü üzere Türkiye, V-Dem, Dünya Bankası ve WJP verilerinde uzun dönemli bir gerileme eğilimi sergilemektedir. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan modernleşme çabalarına rağmen, özellikle son on yılda hukukun üstünlüğü göstergelerindeki düşüş dikkat çekici bir boyuta ulaşmıştır. Bugün gelinen noktada Türkiye, bu endekslerde tarihinin en düşük seviyelerine inmiştir. Bu tablo, hukukun üstünlüğünü yalnızca teorik bir kavram olarak değil; doğrudan siyasal meşruiyet, toplumsal güven ve ekonomik istikrar açısından hayati bir mesele olarak ele almamızı gerektirmektedir.
Değerlendirme notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.