The articles and opinions on the TEPAV website are solely those of the authors and do not represent the official views of TEPAV.
© TEPAV, all rights reserved unless otherwise stated.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Campus, Section 2, 06560 Söğütözü-Ankara
Phone: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV is a non-profit, non-partisan research institution that contributes to the policy design process through data-driven analysis, adhering to academic ethics and quality without compromise.
Politika Notu / Sercan Sevgili
21. yüzyılın en önemli küresel sorunlarından biri olan iklim değişikliği her geçen gün artan sıcaklıklar, aşırı hava olayları ve felaketlerle giderek daha da şiddetleniyor. AB’ye bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi verilerine göre 2024 Mayıs ayı bugüne kadarki en sıcak mayıs olarak tarihe geçti. İklim değişikliği çevresel bir problem olmasının yanı sıra giderek hem sosyal hem de ekonomik küresel problemler yaratmaya devam ediyor. Yüksek sıcaklıklar ısı stresine neden oluyor. Bu stres, sıcak bitkinliği ve sıcak çarpması nedeniyle ölüm riskinin artmasına yol açıyor. Buna ek olarak bozulan ruh sağlığı da dâhil birçok sağlık problemine neden olabiliyor. İklim değişikliği nedeniyle aşırı sıcaklara maruz kalan insan sayısı tüm dünyada katlanarak artıyor. 65 yaş üstü kişilerde sıcaktan kaynaklanan ölümler, 2000-2004 ile 2017-2021 yılları arasında yaklaşık %85 arttı. Özellikle şehirlerde yaşayan nüfus artan sıcaklıklardan daha fazla etkileniyor. Bu kısmen, aynı meteorolojik koşullar altında şehirlerde çevredeki kırsal ve banliyö alanlarına göre daha yüksek sıcaklıkların gözlemlenmesini gerektiren kentsel ısı adası etkisinden kaynaklanmaktadır (Oke, 1982). Bu etki kentin her bölgesinde aynı derecede gözlemlenmeyebilir. Beton ve yol ile kaplı alanların daha fazla ısı ürettiği, kentlerdeki yeşil ve mavi alanların ise kentleri soğuttuğu biliniyor. Kentlerin içindeki yeşil ve mavi alanlar, kent sakinlerinin sıcaklık stresinden korunmasında hayati bir rol oynuyor. Ancak bu alanların kent genelinde eşit şekilde dağılıp dağılmadığı önemli bir soru olarak öne çıkıyor. Araştırmalar, yeşil ve mavi alanların sosyoekonomik olarak daha avantajlı bölgelerde yoğunlaştığını gösteriyor (Wolch, Byrne, & Newell, 2014). Bu durum, düşük gelirli bölgelerde yaşayanların, aşırı sıcaklıklara ve bu sıcaklıkların sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine karşı daha savunmasız kalmasına neden olmaktadır. Bu yazı, kentlerde yer alan yeşil alanların ne kadar adil dağıldığını ve aşırı sıcaklıklarda kentin soğuma alanlarının hangi bölgelerde yoğunlaştığını tartışacaktır.
Politika notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.