The articles and opinions on the TEPAV website are solely those of the authors and do not represent the official views of TEPAV.
© TEPAV, all rights reserved unless otherwise stated.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Campus, Section 2, 06560 Söğütözü-Ankara
Phone: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV is a non-profit, non-partisan research institution that contributes to the policy design process through data-driven analysis, adhering to academic ethics and quality without compromise.
Değerlendirme Notu / Ekin Keleş
Sosyal ve Ekonomik Konsey, özel sektör ve devlet arasında köprü görevi görmesi ve politika yapımında aktif rol alması için 1950’de kurulmuştur. Bu bağlamda Konsey, Hollanda’nın bölünmüş sosyal yapısını bir diyalog zemini oluşturarak yeniden inşa etmektedir. Aynı zamanda ekonomi politikalarının her sektörün faydasına olacak şekilde üretilmesini sağlamak ve gelecek politikalarla ilgili bir tartışma zemini yaratmak için faaliyet göstermektedir. Bu doğrultuda Sosyal ve Ekonomik Konsey, toplum, sektörler ve devlet arasında ekonomik ve sosyal konular üzerine etkileşimi ve tartışma ortamını güvence altına alarak Hollanda hükümetine ve parlamentosuna işgücü piyasası, eğitim, sağlık, çevre ve emeklilik ücretleri gibi konularda danışmanlık sağlamaktadır.
Sosyal ve Ekonomik Konsey’in Kurulmasına Neden Olan Tarihi Arka Plan
Büyük Buhran sonrası, liberal politikaların yerini müdahaleci bir ekonomik modele bırakmasıyla birlikte devletin sosyal ve ekonomik konulardaki sorumluluğu büyük ölçüde artmış, bununla birlikte özel ve kamu gruplarının aktiviteleri de devlete bağlı şekilde kapsamını genişletmiştir (Balkenstein, 1958: 500). Gelişmiş kapitalist devletlerin çoğunda söz konusu laissez-faire sisteminin etkinliği kaybetmesi Hollanda’da da etkilerini göstermiş, burada da ekonomi politikalarında daha müdahaleci bir yaklaşım izlenmeye başlanmış ve bununla birlikte özel sektör ve çeşitli organizasyonlar da faaliyet alanını genişletmiştir. Bu dönemde girişimci dernekleri, işçi sendikaları, çiftçi ve tüccar birlikleri yaygınlaşmış ve sektörler arası sorunlar bu gruplar arasında gerçekleşen toplu görüşmeler yoluyla çözülmeye çalışılmıştır. 20. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkan bu örgütlenme eğilimi, aynı zamanda bu birlik ve grupların gerçekleştirdikleri görüşmelere devletin de dâhil olmasını gerektirmiştir (Balkenstein, 1958:501).
Değerlendirme notunun tamamına erişmek için tıklayınız.