The articles and opinions on the TEPAV website are solely those of the authors and do not represent the official views of TEPAV.
© TEPAV, all rights reserved unless otherwise stated.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Campus, Section 2, 06560 Söğütözü-Ankara
Phone: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV is a non-profit, non-partisan research institution that contributes to the policy design process through data-driven analysis, adhering to academic ethics and quality without compromise.
E-Kitap / M. Coşkun Cangöz, Uğur Emek, Nurhan Uyduranoğlu Karaca
Türkiye’de Kamu-Özel-İşbirliği (KÖİ) modeline 1980’li yılların ikinci yarısında özel sektörün finansman kaynaklarının harekete geçirilmesi, deneyim ve uzmanlığının kullanılması yoluyla kamu altyapı yatırımlarının gerçekleştirilmesi ve kamu hizmetlerinin görülmesi amacıyla başvurulmuştur. Başlangıçta enerji sektörüyle sınırlı olan KÖİ modeli 2000’li yıllardan bu yana başta ulaştırma ve sağlık olmak üzere diğer sektörlerde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Nitekim 2020 yılı itibarıyla KÖİ projelerinin sözleşme büyüklüğü Gayrisafi Yurtiçi Hasılanın yüzde 22’sini aşmıştır. Buna karşılık, politika ve risk paylaşım stratejisinin merkezi bir yapıda olmaması, projelerin belirlenmesinde Paranın Karşılığı Analizinin yapılmıyor olması, kamu ve özel sektör arasındaki risk paylaşımının kurum ve proje bazında önemli farklılıklar göstermesi, finansman şartlarının Hazine gibi bu alanda teknik yeterliliği olan bir kurum tarafından değil, projeyi uygulayan kurumlarca yapılıyor olması ve ihale, sözleşme ve proje uygulama süreçlerinin yeterince şeffaf olmaması gibi nedenlerle ülkemizde KÖİ modeli uluslararası iyi uygulamalardan önemli ölçüde ayrışmaktadır.
KÖİ sözleşmeleri ile kamunun uzun dönemli maliyet ve riskler üstlenmesi ve bu projelerin ağırlıklı olarak büyük ölçekli, hatta mega projeler olması söz konusu modelin uygulanmasıyla ilgili olarak (i) bir toplumsal mutabakatın oluşturulması, (ii) bütün unsurlarıyla tanımlanmış bir KÖİ yönetim sisteminin kurulması, (iii) farklı modellerin kullanım esas ve çerçevesinin tanımlanması, (iv) gelişmiş ve merkezi bir risk yönetimi mekanizmasının yanı sıra etkin işleyen bir ihale ve uygulama sürecinin hayata geçirilmesi, (v) KÖİ modelinin planlamadan, uygulama ve sözleşmeye bağlı yükümlülüklerin takibi ve projenin kamuya devrine kadar bütün aşamalarını yürütecek eğitimli ve deneyimli kamu personelinin istihdamı gibi pek çok alanda iyileştirici adımlar atılması gerektiğine işaret etmektedir.
Yapılan çalışma kapsamında kamu hizmet ve yatırımlarının gerçekleştirilmesinde kamu ve özel sektör arasında sosyal mutabakata dayanan etkin bir risk paylaşımının öngörüldüğü bir model (politika çerçevesi) geliştirilmiştir. Bu kapsamda fizibilite, ihale, finansman ve garanti ve sözleşme yönetimi olmak üzere projenin tüm süreçlerini içeren sürdürülebilir bir yapının oluşturulması için gereken unsurlar belirlenmiştir. Modelin hayata geçirilmesini teminen mevcut KÖİ projelerinin belirlenen Politika Çerçevesine uyumluluğunun değerlendirilmesi, uyumlu olmayan sözleşmelerin yeniden müzakere edilmesi ve yeni projelerin de Politika Çerçevesiyle belirlenmiş olan ilke ve usullere uygun olarak belirlenmesi ve uygulanması önerilmektedir.
“Türkiye’de Kamu-Özel-İşbirliği Uygulaması: Etkin Risk Paylaşımına Yönelik bir Model Önerisi” başlıklı pdf formatında hazırlanan e-kitabı indirmek için tıklayınız.
“Türkiye’de Kamu-Özel-İşbirliği Uygulaması: Etkin Risk Paylaşımına Yönelik bir Model Önerisi” başlıklı e-kitabın tanıtım toplantısı 31 Ocak 2022, Pazartesi günü saat 14.00'te çevrim içi olarak düzenlenecektir.
Etkinliğe kayıt ve katılım için tıklayınız.
Program için tıklayınız.