The articles and opinions on the TEPAV website are solely those of the authors and do not represent the official views of TEPAV.
© TEPAV, all rights reserved unless otherwise stated.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Campus, Section 2, 06560 Söğütözü-Ankara
Phone: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV is a non-profit, non-partisan research institution that contributes to the policy design process through data-driven analysis, adhering to academic ethics and quality without compromise.
Değerlendirme Notu / Bozkurt Aran
İkinci Dünya Savaşı sonrasında liberal ekonomi konusunda oluşan ön kabullere karşı artık farklı anlayışların şekillendiği bir devreye girildiği görülüyor. Kısacası İkinci Dünya Savaşından sonra egemen güçlerin oluşturdukları Bretton Woods kurumları olarak bilinen Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve şimdiki yapısıyla Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) etrafında liberal ekonomik anlayış şekillenmişti. Bu yaklaşım, temelde kamunun ekonomiye müdahalesinin sınırlanması, küresel ticaretin geliştirilmesi ve finansal istikrarın sağlanması yoluyla küresel anlamda refahın kitlelere yayılacağı düşüncesini içeriyordu.
Daha sonra 1980 sonlarında ünlü iktisatçı John Williamson’ın ortaya attığı, ülkelerin ekonomik performanslarının iyileştirilmesi amacıyla Washington Uzlaşısı (Washington Consensus) olarak bilinen politika önerileri yaygın olarak kabul gördü. Uzlaşı; mali disiplin, piyasa odaklı iç reformlar ile ticaret ve yabancı yatırımlara açıklık etrafında şekillenen on öneriden oluşuyordu. Öneriler arasında sübvansiyonların kaldırılması ve kamu iktisadi kuruluşlarının özelleştirilmesi de yer alıyordu.
“Washington Uzlaşısı” ile liberal yaklaşım bir kere daha vurgulanmış oldu. Böylece ülkeler arasında mal, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımı gereği güçlü bir şekilde yenilenmiş oluyordu. Bu dönemde liberal anlayış ile çelişen politikalar ve uygulamalar geliştiren ülkeler ise bu tutumlarını Bretton Woods kurumlarına mazur göstermek için açıklamalarda bulunma zorunluluğunu hissediyorlardı. Diğer bir ifade ile kabul edilen ilkelerden sapan ülkeler bir nevi “mahalle baskısı” altında kalıyordu.
Değerlendirme notunun tamamına erişmek için tıklayınız.